top of page

ÜÇÜNCÜ KAYBIN ŞİİRİ

I

Kendi ekseni etrafında yalın bir ahenkle döne döne

Benim eksenimden usulca uzaÄŸa

Samos’tu ya da baÅŸka bir aynı ada

Almayı umduÄŸum her ÅŸeyi vermek için o adama

 

II

Saçlarını torunu henüz taramış

Beyaz tülbentinin ucu kına

Sök dedim sök ananem benim sök

İki ters bi düz kime iÅŸlediÄŸin oya

Hep ters hep dedim ananem ters hep bana

Sen iyileÅŸip dedi çıkınca bu bayırdan

Pahalısını gücümüz yetmez ama

Bi adaklık alalım  ufağından

Tuttu sözünü ben çıkınca

10 yıl oldu inemedim o bayırdan aşağı hala

Tut dedim tut ananem elimi titriyor kırık bacaklarım

O da öldü ruhu ÅŸad olsun bi başıma kalakaldım

 

III

Aşağıdakilerden hangisi ortak noktalarıdır

Yunan Adaları’nın ve çıkılınca inilemeyen bayırların?

A) Yalnız I

B) I ve II

C) II ya da III

D) Hepsi

16.07.2025

HERKES ÖLÜ YALNIZCA KANITLAYABİLENLERİ GÖMÜYORLAR

Sor, su ne yöne akar
Kim diker yanan ağacı yerine
Bir sabah böcek olarak uyansaydı Raskolnikov
Manadan yoksun mu kalırdı Gregor
Ben de biliyorum tarlalarda yetiÅŸir çocuklar
YetiÅŸ, çavdarlar biçilmeden önce aynı telaÅŸ ile
DüÅŸün, hangi telaÅŸ diye
Aranıp duruyorsun, yok işte
Ne bir hedef ne bir cevap
Tut, sana bir balta
BilenmiÅŸ içi dolu boÅŸlukta
İnsanı en çok boÅŸluk korkutur
Vur, boÅŸluÄŸun böÄŸrüne
Biri ölünce ÅŸiir, aranıp durmaz
daha kolay mana bulur.

10.07.2025

BİRAZ NİTRAT BOLCA KÜKÜRT

sana artık şiir yazmıyorum
bu seni üzer mi
kazı kazan oynuyorum hep bir dolu iki boş
tersi olsaydı mesela
fark eder mi
 

Aynı tufanın bekçisi
Aynı Allaha şirk
Aynı güneÅŸ hem ısıtan hem kavuran
Al bu testiyi su yoluna geldik
Su yolunun sonuna
Åžu yolun sonu
Kırılmazsan bir saki belki şarap
Belki keskin sirke küp
Doldur döküp döküp
Åžiir mümkün ÅŸimdi gibi
ÇoÄŸu zaman laf ebeliÄŸi
Kalanında yük
BeÅŸ küp beÅŸinin de kulpu kırık küp

12.07.2025

ZARFIN İÇİNDEN ÇIKMADI

İspermeçet için yüzgecine deÄŸeninden fazlası
israf deÄŸil mi ki koca okyanusun
Günde bir iki kez ya iÅŸler ya iÅŸlemez paslı mafsal
Yine de
Korkuyorum ya rızası yoktuysa
gelmeme dünyanın
Bu yüzden suratı bir karış asıksa sabahın
meymenetsizse dağları falan hep bana doğru
Bir gün yüzü yahut bana açılmış bir çiçek
                                                                          belki.


 

*: Şiire başlık, elzem.
09.06.2024

HİÇBİR ÅžEY HAKKINDA

YEDİ ŞEY

​

  1. Kılıç balığının sadece haziranda lezzetli olması

  2. Pacific Ocean'daki her  “c” harfinin farklı telaffuz ediliyor oluÅŸu.

  3.  Aralık 2018 itibariyle ülkemizde (ben dahil) 232861 Süleyman’ın daha olması

  4. Ekim 2024'teyiz üstelik

  5. Beklemek. AÅŸk böyle mi olmalı mesela

  6. Äž ile baÅŸlayan bir kelime bulma azmi (ilkokulda)

 

KeÅŸke kaburgan olmasa kadar ölüyorum acıdan

Yine de nasılsınların cevabı hep hazır iyim olarak

Açılmak icat olmasaydı mesela, hiç ama ta en başından

Kapılar hep tek yöne tek kullanımlık olurdu: kapatmalara

 

O: - Nelerden hoşlanırsın mesela

Ben: - “Verev” sözcüÄŸünün tersten telaffuzdan en çok

O: - Ne demek ki o?

Ben: Meyilli.

O: Nereye mesela

Ben: DurduÄŸun yöne, bir süredir.

 

Hiçbir yönden söylemesi zor geliyor O’na R’leri

Tutturdu kediler iyi, serçeler eh iÅŸte ve düpedüz kahverengidir diye pisliÄŸin rengi

Hep sabit fikirlidir bütün sarışınlar gibi

Serra, isminin ilk beÅŸ harfi ve sarı saçları kadar saçma sapan biri

Saçma sapan güzelliÄŸi, saçma sapan zarif elleri

Adında taşıyor söyleyemediÄŸi saçma sapan R’leri

 

Yörüngede saat, ÅŸaÅŸmaz; zaman menfur ama kokmaz

Seni seviyorumun nedir Lagranj noktası

Öncesini bilmek arzusu sonrasını merak niye mühim deÄŸil bugün mesela?

Bugün, yarının öncesi; dünün, sonrası deÄŸil mi?

Seni seviyorum, bil. Bugün üstelik. (7)

25.10.2024

​

TELEFONUN ÇALIYOR

HEPSİNİ AÇ

Saydam.

ÇaÄŸatayca’dan kopup dilimize yerleÅŸmiÅŸ.

​

Bir süre kırık vazonun önünde oturdum. İnsan kırdığıyla ne yapacağını bilemiyor.

Süpürüp adi bir faraÅŸla… (Ne büyük kötülük.)

BirleÅŸmesine imkân da yok. (Beklemenin çirkin tarafı yine entropi)

Åžifonyerin üstünde açılan boÅŸluÄŸa yeni bir vazo, resimlisinden çerçeve yahut? (Bu daha büyük kötülük)

Rabbim, ayaklarım adım atmak için yaptınsa, bana yön de vermeliydin.

Günlerdir bir küfür gibi oturuyorsam evde, elinde bir çiçekli vazo, kesinlikle gelmeliydin (yine Rabbim)

DeÅŸip kaburgamı içinde taÅŸ mı var diye bakma (bir süredir ÅŸeffaf bedenim)

Not: Fragile! Fragile! Fragile!

 

Åžiir eski madeni paralara benzer, geçmez.

Yeterince bekleyince antikadan iÅŸlem görür, ÅŸaÅŸmaz.  

‘‘Kimselerin vakti yok durup…’’ (Telif içerir!)

 

Biri: Ne yazacağım şimdi?

Ben: Ne hissediyorsan onu?

Biri: Hiç!

Ben: Bu iyi bir baÅŸlangıç cümlesi.

Yine Ben: Åžimdi bunu al, bununla ÅŸiir yap.

 

Sana Cumartesi gecelerini ayırdım. Kalan 6 gece ve 7 gün benim.

İşte bu miktar büyük hiç'liÄŸim.

Beni tart, kütlesizim. Üfle rüzgâra karşı, pisi çiçeÄŸiyim.

Beni al kendine, benimle sevgili yap.

EÅŸ yap, baba yap iki çocuÄŸa, okul okut beni, ÅŸiir söylet bana, ÅŸarkı dinlet

Sinemaların kalabalığında, telaştan kaybet beni

Sapa bir yola tabela dik beni (tercihen çıkmaz sokak)

Tercih et beni! İlk beni!

İhbar et beni: Bu soysuz sevmedi (ahlak polisinin vardır bununla ilgili bir masası)

Bu soysuz durmadı sözünde (yine)

Sonra terk et, beni

Åžiirinde bir dize ol bu soysuzun

 

Daha bitmedi. En güzel cümleleri sona sakladım.

Fakat yazmak için birleÅŸmesini bekliyorum vazonun [(hala) + (ilk ‘a’ ÅŸapkalı)]

09.09.2024

GÜL DİKMEK İÇİN DEŞİYOYORUM DEDİ BAÄžRINI

-İNANDIM

Ölü eÄŸlemeyi severiz

En çok da İbrahim sever

Bir elinde çoban sopası, kabir deÅŸer

DiÄŸer elinde cüz, hatim iner.

Mezar baÅŸlarında çeÅŸit çeÅŸit cesetler

Derin kol hiza, hep bir ağızdan aynı marş:

“Ölmeye deÄŸil, olmaÄŸa geldik”

Bu dünyalık, helallik, altın varak, ak cibinlik

Herkes sözünü söyleyip göçecek, bu:

“Gott ist tot”

 

Biri: -Koluma bir sandalye dövmesi istiyorum, 11 çizgi.

Ben: -Bir yere oturup dünyaya bakmak?

Eşyanın basit tasviri?

Medeniyetin ilk izinin yorulmadan oturup dinlenmek olması?

Nedir sandalyenin felsefesi?

Yok, dedi sadece seviyorum sandalyeleri.

Aklında tut, Dünya kutuplardan basık ve Ekvator’a doÄŸru kiÅŸiseldir

 

Küle bulanmış nohutu yemiÅŸler içinden Åžah-ı Merdan seçtim

Kabul edenler? Oy tekliÄŸi ile kabul edilmiÅŸtir.

Fakat burada bekle

Şeytanlarımı besleyip geliyorum

Yemiyorlar öyle her günahı.

Tekilliği sayarak, mutlakıyeti sınayarak

Türlü helakı, olarak

Bildim.

 

Orantısız ayaklarıyla salondaki biçimsiz koltuÄŸun

Hep aynı köÅŸesine ayak serçe parmağını vurmak

Arada bir çıplak ayak

Yere saçılmış legolara basmayacaksak

Neye yarar Hayyam’ı anlamak

 

(Tuttum ya çene kemiÄŸinden başını göÄŸsüme)

“Yüzün her zamankinden bir fazla

Yüzün ellerimin ayasında

Dönüp dönüp gülüyorum sana

Nedir dedi Hayyam bu yaÅŸamak”

 O akÅŸam yaÅŸamak, avuçlarımın arasında

27.07.2017-16.08.2024

MÜMKÜNKEN YAKANDA BİR KARANFİLLE ÇIKACAKTIN KARÅžIMA

Entropi.

24.08.2024

KILICINI DA GETİR BELKİ BERABER DEŞERİZ

Unsur, eksik

Söz, yalın

Baht, kara

Benden olmayacak

Rab tüm olurları versin

Almak gayesinde olana

Kaçmayı, özlemek; durup bir yere bakmayı, memleket sandık

TavÅŸanlar 15 yıl yaÅŸar, beyaz olan hariç

O hep erken ölür, kahrından

Her şeyi birazcık uzun yaşatmayı kar saydık

Rab, sakıncalı

Gemiler,  menkul (kendinden)

Ve celle, senauke ( S, peltek)

İnsan

Kaç

Yıl

YaÅŸar İbrahim, (dürüst ol)

Yanağında kül lekesi tebessüm sandığım

ÖpüldüÄŸünü duydum, fazlasını gördüm

Tül korkuluklu asma köprüden aÅŸağıya

DüÅŸersem muhakkak hatırlarım

Ben lazım olmayan her şeyi hatırlarım

DeÅŸ belleÄŸimi.

İnsan

Kaç

Yılda

Unutur İbrahim (sessiz ol)

Bir bacağım seyirmese

Caddelerin taşıdığı kalabalığı

Ben de taşırım.

22.08.2024

AĞZI TAŞA DEĞMİŞ KESERİN SAPINI TUTAN EL OLARAK YAZIYORUM

Ölümlerle bilenmiÅŸ ömrün keskinliÄŸini kime doÄŸrultsam, kanar.

Ayaklarından tutup bir mezarı baş aşağı silkeleyerek

Cesetler dökmek istiyor canım ruhsuz meydanlara

Ne demiÅŸti çocuk:

“Ol dedi olduk budur icmali

Öl denemeden öldük budur tafsili

Yan demeyince Kahhar

Yanılgının alazladığı o kor

İbrahim’i nasıl yakar”

Söyle o zaman çocuk

İbrahim’e gül olan ateÅŸ, Jeanne d’Arc’a niye har?

Sana kırlardan çocuk kemikleri topladım

Kucağına buket diye düresin

Kesik bileklerimden gerdanına yüz görümlüÄŸü kan damlattım

Çarşılarda pazarlarda gururla göÄŸsünü geresin

 Fazilet takvimlerinden öÄŸrendim

Ömrün yaÅŸanan deÄŸil tükenen bir ÅŸey olduÄŸunu

Münker’den deÄŸil Nekir’den deÄŸil

Beraber gömülmemekten korkarım, bilesin.

Sela ile verilen salık, bakır güÄŸüm, ölü beniz, taÅŸ kesmiÅŸ kalabalık,

Tükürür gibi savrulan helallik, bir de su var ortada kaynıyor, boz bulanık.

YetiÅŸir dedi imam, acele edersek gömeriz, daha hava aydınlık

Gömülmekten deÄŸil, çürümekten deÄŸil

Berzahta seni beklemekten korkarım, tez gelesin.

19.02.2024

ONA VE EN ÇOK SANA TEÅžEKKÜRLER

Antropolojinin en kalın çizgisine yaslarsam

Anlarım kambur sırtımın eğriliğini

Latince ve Arapça uyarılar asılır sevgilim:

“Tekke ve zaviyelerce mühür vurulmuÅŸtur kapınıza!”

Yürekli ol!

Lazımsa, benim her dinin müceddidi

Ancak sayarak bulurum hiçliÄŸi

Saydıkça azalır artacağı yerde

Sayarak buldum bütün nalları eksik bir atın

Sürdüm saltanatını bayırın

Sürdüm ÅŸahlandıkça atım

Sürdükçe efendisi oldum

ÇürümüÅŸ etin ve kokuÅŸmuÅŸ zerzevatın

Beni yargılayacaksanız

Bir de bunun için yargılayın:

Kırdım mührünü bütün kapıların.

Ne demiÅŸti çocuk:

“Ben çapasız küreksiz

Kim biner teknemize

Sen iskelesiz deniz

Fırtına neyimize”

Razıyım ben beyhude savrulmaya

Kâğıttan gemiler yaptım sana

Kâğıttan mürettebat

Nereye gideceÄŸini bilmeyen

Korkak bir kaptan

Üstelik o da kâğıttan

17.01.2024

BU DİZELERİN MARTIN HEIDEGGER’LE HİÇBİR İLGİSİ YOKTUR

Kurt falan bilmiyorum ben!

İnsan insanın suyudur.

Okyanusun ortasında bir damla suya muhtacız hepimiz, sen de.

Yalnızlık falan mı? Değil, değil!

Sadece el ilanları, indirim kuponları (%50’ye varan!).

Hepsinde çocuk adları yazıyor, fazilet takvimi gibi.

Daha büyük puntolu, daha modern, çook daha illegal.

Bir duvar, üzeri çentiklerle dolu, çocuk mezarları soldan saÄŸa mı okunur?

 

Birlikte atlayalım çünkü kimseyi tek başına boÄŸmaz bu deniz.

Lütfen size gönderilen beÅŸ haneli kodu giriniz.

Hepiniz, gerilla marÅŸlarında kısık sesle söylenen illegal ülke adları gibisiniz.

Ben mi, ben de!

CaddesizliÄŸimizden deÄŸil, biz hep dar sokak severiz, polis seyrek olur.

Eyalet eyalete geliriz belki, boÄŸaz boÄŸaza, diÅŸ diÅŸe

Güneyli olursun sen ben kuzeyli, süngü süngüye

Bunu biliyorum bak, özerklik aÅŸağıdan yukarıya okunur.

 

Derinine bir bilgi biliyorsun, tut ve çek kendine

Bunun sonu hep gelir, hep eksilir, artacağı yerde

Bi duvar var içimde

Sen çentik hesabı toplamayı biliyor musun?

Ben bir tek çıkarmayı biliyorum,

Kafamı MPT YetmiÅŸ6 ile dağıttılar, günlerdir toplayamıyorum.

Devlet de yardımcı olmuyor bana

Çünkü hep online hep aylar sonrasına randevular

Hala bir jilet kadar keskin mi 90 model toroslar.

toros küçük harflerle yazılır ve daima yukardan aÅŸağıya doÄŸru okunur.

2022

SENİ NEDEN SEVMEYEYİM Kİ

KuÅŸ var hep bahçende senin
Atılmak için kuÅŸlara
Ekmek kırıntıları hazır masanda hep
Islak ve bayat

Bir elin öbür eline deÄŸdiÄŸinde
Bütün hayatlar maviye boyanıyorsa ÅŸayet
Öyle ya, bir elinde mavi olmalı senin
Öbür elinde hayat

KuÅŸ var hep bahçende
Kanatları çalı gibi gür, kanatları buz gibi keskin
Ama uçmaları ayıp

Otursam da Ay'ın alnında ben
Bir gökkuÅŸağı çizicisiyim
Her rengim tamam,
Mavim kayıp

Bakmayacak insanlar artık
Eksik bir gökkuÅŸağına
Neden, niçin bakılsın

Mavi var bir elinde senin diyorum
Durma
Bütün kuÅŸları maviye boya
Bırak birinin kanatları gökkuÅŸağıma takılsın

2016

HAFTA İÇİ BULUÅžMA FİKRİ FEVKALADE KÖTÜDÜR

Aptalca sorular soruyorsun, cevapları muazzam mühim 

Sırtına saplanmış kara bir kedinin  

Yalpalayarak açtığı boÅŸluktan içeriye

Beraber bakalım istiyorsun, ben körüm.  

Kim malulse ferasetten, en çok o düÅŸecek içine 

Urganlar baÄŸlayıp zarif ayak bileklerine 

Sarkıtsan da o boÅŸluktan içeriye

Kimseyi çekemeyeceksin, ben varım. 

Açlıktan öldüÄŸümüz bir PerÅŸembe akÅŸamı 

Cenazemiz yemekli: Gökyüzünden parmak patates yaÄŸacak 

Elma dilim olsaydı diyeceksin en azından birazı 

Usulca kesip çıkardığım illium kemiÄŸinden mezar taşı 

Pau ferro gitarından oyma bir lahite gömülmek fikri 

Sahip olunmayacaksın, savaşılıp hak edileceksin 

Kartondan miÄŸferim, ipekten zırhım var benim 

Senin Tiger tanklarına nasıl direnirim 

KeÅŸke bana aşık olsaydın, ben seni eÄŸlerim. 

Kalçana bakmayı hep unutuyorum 

Ama bence çok güzel ellerin 

Bütün hevesimi çalan çirkin çirkin adamlardan örülü 

Daracık bir avlunun içinden, nasıl çıkarım bilmeden 

Gerilla marÅŸlarındaki illegal ülke adlarından birine denk düÅŸmüÅŸ gibi 

Devletin bile duymayacağı kadar kısık sesle bağırıyorum: 

Ölme sakın, hava serin! 

25.11.2023

ZEH*

Kendi küçük dünyamda

Her zamankinden biraz az

Perdeler arasında gökyüzü

Entariler altında kadın bacakları

​

Kırmızı bi' bantla sarıp kaba yerlerimi

Üzerime kuÅŸam diye giydiÄŸim etiket: fragile

Kurtağzı bağlamak nafile

Dikelip, bacaklar bağlıyorum kendime

EÄŸilip, öpüyorum kasıklarını yine

Sonra hep bir ağızdan

En az yedi en çok dokuz

Fil suresini 'tayran' demeden okuyoruz 

 

Bacağın, diz kapağın ve ayak parmakların

Bir yerden baÅŸka bir yere gidilmeyen yol

Bir yerin gediklisi olmak

Bütün cesaretimle dönüp dolaşıp aynı yere varmak

Bütün uzuvlarını tutup çekiyorum kendime

Bütün ÅŸaraplar boynuna

Oradan sırtına dökülüyor

Bir yudum daha içiyorum bel çukurundan

İçilince bütün ÅŸaraplar senin gibi kokuyor

Gün aydı ayacak

Henüz bitmeden gece

Bütün cüssemle eÄŸilip, öpüyorum kasıklarını yine

 

İki ayrı nehiriz aynı yöne giden

Menderesler çiziyorum ben

Senin akışın sert

Gün gün eritip tüketiyorsun

Sırtını yaslandığın her engebeyi her taşı

Beraber dökülsek de aynı vadiden

Aynı deniz almaz bizi, biliyorum.

YetiÅŸemiyorum sana sevgilim, sen git

Ben azalarak geliyorum.

2021

BİR YERE ÅžERH DÜÅžÜLMEMİŞSE
YAÅžANMAMIÅžTIR HAYAT

Kitap okurdu,

BeÄŸendiÄŸi cümlelerin altını

Sarı bir cetvel ile ip gibi incecik çizmek için.

Defter tutardı,

BaÅŸka ÅŸehirlerde, gidilince gezilecek

Yerleri bir bir yazmak için.

Ne dönüp bir daha baktı o cümlelere

Ne kalkıp gitti şehrinden başka şehre

Nalın bir zihni vardı

Açık, ferah, sert, rahatsız ve demode.

KurÅŸun dökerdi babaannesi

Ayda en az iki gece

Oysa ne nazar deÄŸecek bir çift göz görürdü onu

Ne nazar değilecek bir yanı olurdu.

Yalın bir hayatı vardı

Mutlu, bildik, sakıncasız ve beyhude

Öyle hayalleri yoktu

Evlenip bir kocaya karı

Ya da ana iki çocuÄŸa

Meyvesiz aÄŸaçtı

Bir gün bohçasını bile almadan

Babaannesine bile sormadan

Davulcuya zurnacıya muhtaç olmadan

Bi' başına, evinden dünyaya doÄŸru kaçtı.

2023

TAKE AWAY

Bu sabah okudum

Kanun hükmünde kararname ile

Pek de resmi olmayan bir gazetede

Pejmürde kelimesinin yasaklandığı yazıyor

 

Biliyorsun deÄŸil mi?

Bunca zamandır,

Küçük bir çocuÄŸu senin için büyütüyorum.

Reyonların birinde süper emici

Ultrauzunhijyenikgecepedi olarak

İndirim günlerinde satılmak için bekliyorum.

Deniz anaları kadar şeffaf bedenim.

Olmasa memelerim, evet beyim, görünmezim.

Her sabah evden çıkarken diz kapaklarımı örten eteÄŸim,

Okul kapısında belime doğru kıvrılıyor.

(Kendim için bir not: Ölme sakın, Hava serin!)

Kaba yerlerimden kesilip, iÅŸlenen etim,

Bir sonraki anons için istifleniyor:

Åžarküteri reyonumuzda indirim baÅŸlamıştır!

Burada kendime bir yer ediniyorum.

Soğuk zinciri bozulmamış hemcinslerim:

Baton sucuk, dana jambon ve pastırmalık antrikot

 

Devlet eliyle hepsi kaldırılıyor

Trafik ışıkları, reklam panoları, yer-yön tabelaları, cadde adları

Yerlerine kuÅŸe kağıda baskılı aynı cümle yazılıyor:

Away From Keyboard

 

Yine de sen haklısın,

"Ne alakası var!"

Cümlendeki temellendirmenle.

Ne ikna edici ne kadar da derin!

İşte bir kere daha sana hayranım, sevgilim!

2022

DİKKAT ET ALİCE!

Her ÅŸerh'e olur salan benim
Görmeseniz de bu döngüyü, müzmin
Her gölgeye aÄŸaç diken benim
Åžimdi bir elim göÄŸsünde, öbürü yalın
Yalnız öbürü için beni yargılayın
Şimdi, tam ortasında bir meşgalenin
Biraz seküler biraz mütedeyyin
Olacaksa hemen
Olacaksa burada
Yoksa
BaÅŸka'lara ihtiyaç hasıl deÄŸildir
Åžimdi, bir elimde müstehcen
Öbüründe mavi
Değecekse değsin, mora, yeşile, kızıla
DeÄŸecekse ÅŸimdi
DeÄŸecekse burada
Mora, yeşile ve kızıla
Çalacaksa çalsın
Ben nasıl bilirim göÄŸsünü göÄŸün
Bütün güzel kadınları aynı yerinden
Öpeceksem
Öpeyim
Åžimdi, burada
Ben nasıl bilirim hangi renk katışır hangi kadına
Her şerhe hasıl olan benim
Bensem,
GöÄŸü, renginden; göÄŸsünü, ellerimin terinden bilirim
Sureler, lisanlar, ve at nallarını yerinde tutan mıhlar
Hepsi aynı, aynı münhem zihnin ürünü
Hepsi aynı evrene tabi

Yorulunca terleyen
Utanınca terleyen
Korkunca terleyen
Aynı evrene tabi, öpünce terleyen bu ellerim
Aynı evrene tabi ellerimden artan bedenim
Hangi sure
Hangi lisan
Hangi mıh
Yerinde tutar savrulan zamanı:
Benim münhem zihnim,
Kadınları, maviyi ve mıhları aynı şerh'e tabi tutan benim.

25.11.2023

KEDİ, GECE, TAYLOR VE DİĞERLERİ

Betty: Korkaklık ediyorsun ama 

Ben: İnsan bilmediÄŸinden korkmaz mı?  

Betty: Aptal bir sineÄŸin döne döne aynı cama vurması bu 

Ben: Sen sineÄŸe üzülüyorsun, ben camın kırılacak olmasına 

​26.11.2023

 Ä°SMET ÖZEL ŞİİRİ YAZMAK

Ruhunu gövdesinde

Gövdesini esvaplar altında saklayan ürkek insan

Bak hürsün artık

Nerededir çeperinden kalay sızan bakır kalbin

Ey kara kubbenin üstüne uzanan mahdut mavilik

Bak karardı ufuk

Hanidir dinginliÄŸin

​

Sanmayın ki ben

Sırtımı taburlara alaylara

Elerimi tüfenklere buladım

İlkin ben dizildim idam mangalarına 

Gözlerim baÄŸlı göÄŸsüm kabarık

ÇürümüÅŸ etleri kuÅŸam

Her yanı yarık her dikişi yırtık

Kırık kemiklerden edevat

Tenime uladıkça uladım

Ben ölümün ve kederin yavrusunu

Cürmün ve irinin larvasını

OÄŸullar dolusu, yedikçe yedim

Bana sebat bana sabır yoktur artık.

2021

 KUÅž GİBİ

Åžuracığıma bir kuÅŸ tünedi
İki ciğerimin arasını yuva belledi
Öylece kıvranır durur
Yaralı besbelli
Ne kanatlarında hal kalmış uçmaya
Ne ölmeye niyeti

2013

 AYNI EVRENE TABİ

Marifetiyle elin, her bir kara parçasının engebelerini düzelterek

Yalnız, yalın bir ömrü; doÄŸrultmak, dikeltmek

Ben buradayım diyebilmek, görülmek için bir müddet, birkaç kiÅŸiye

Birer birer yıktım sekileri, birer birer ovaları, meraları

İçimde alazlanan her ne idiyse onun harıyla tutuÅŸturdum anızsız tarlaları

Çelikten bir çizmeyle arşınladım bütün bayındırları

Çelikten bir balyozla, defaatle vura vura,

Birer birer yıktım, evleri, hanları, sarayları

Ben buradayım diyebilmek için

Yarılsın diye gökyüzü, yarılsın da düÅŸsün yıldızlar topraÄŸa

Her gece dürttüm dünyanın karnını uzunca bir kargıyla

Ne selam durdum kışlaya, medreseye

Ne baÄŸdaÅŸ kurdum kiliseye, camiye

Dağları dik tutan hangi kuvvettir bilmeden

DaÄŸları ben alaÅŸağı ettim, düzelsin diye yeryüzü, düzelsin de

Yeryüzünün her yerinden görülebileyim diye

Bir müddet, birkaç kiÅŸiye

2020

bottom of page